Miras hukuku, bir kişinin ölümü veya gaipliği durumunda, bu kişinin malvarlığının kimlere ve hangi oranlarda paylaştırılacağını belirleyen hukuk dalıdır. Miras paylaşımı, miras sahibinin hayatını kaybetmesi durumunda gündeme gelir. Bu süreçte, yasal mirasçılar arasında hakların nasıl dağıtılacağı kanunlar çerçevesinde düzenlenir.
Önemle belirtmek gerekir ki, miras bırakan kişi hayatta olduğu sürece, yasal mirasçılar hukuki anlamda "varis" sıfatı taşımazlar ve bu nedenle miras haklarından söz edilemez. Miras hukuku kapsamında mal paylaşımı, ancak kişinin ölümü ile birlikte hukuki süreçlere konu olabilir.
Baltalı Hukuk Bürosu, İstanbul’da yer alan dinamik ve alanında uzman avukat kadrosuyla, miras hukuku konularında her türlü hukuki ihtilafın çözümünde profesyonel destek sağlamaktadır. Özellikle mirasçılık belgesi alımı, mirasçılıktan çıkarma, vasiyetname düzenleme, tenkis davası, saklı pay hesaplaması, miras intikali ve miras paylaşım sözleşmesi gibi davalarda uzmanlaşmış olan büromuz, müvekkillerine sürekli bilgi akışı sağlayarak danışmanlık hizmeti vermekte ve onları mahkemelerde etkili bir şekilde temsil etmektedir.
Miras hukuku, bir kişinin ölümünden veya gaipliğinden sonra mirasçılarına intikal edecek olan mirası, ilgili mevzuatı ve miras ile ilgili ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkları ele alan bir hukuk dalıdır. Miras denildiğinde yalnızca mal varlığı değil, aynı zamanda murisin borçları da mirasçılara geçer. Bu bağlamda, miras hem aktif (haklar) hem de pasif (borçlar) yönü ile bir bütün olarak intikal eder. Mirasçılar, murisin bıraktığı hakları kabul ettikleri takdirde, borçlarını reddetme imkânları bulunmamaktadır.
Miras bırakan kişinin ölümü ile birlikte miras, bir bütün olarak mirasçılara intikal eder. Birden fazla mirasçı olması durumunda, mirasçılar arasında miras ortaklığı oluşur ve bu mal varlığı üzerinde elbirliği mülkiyeti meydana gelir. Bu mülkiyet şekli nedeniyle, mirasçılardan birinin tek başına tasarrufta bulunması mümkün değildir. Bu nedenle, mirasın mirasçılar arasında paylaştırılması gerekmektedir.
Miras paylaşımı, mirasçılar arasında düzenlenecek bir miras paylaşım sözleşmesi ile gerçekleştirilebilir. Bu sözleşmenin geçerliliği için yazılı olması zorunludur ve adi yazılı şekil yeterlidir; ancak, hukuki güvenliği sağlamak adına, noter huzurunda resmi olarak düzenlenmesi tavsiye edilir.
Miras paylaşımı sürecinde dikkat edilmesi gereken birkaç önemli husus bulunmaktadır. Bunlardan ilki, miras taksim sözleşmesine tüm mirasçıların katılım göstermesi gerektiğidir. Davet edilmeyen veya sözleşmeyi kabul etmeyen mirasçılar açısından bu sözleşme geçerli olmayacaktır. Ayrıca, Türk Medeni Kanunu'na göre belirlenmiş mirasçıların saklı paylarının korunması gerekmektedir. Saklı payların zedelenmesi durumunda, mirasçılar tenkis davası açma hakkına sahip olabilir.
Saklı paylı mirasçılar, Türk Medeni Kanunu’na göre miras bırakanın malvarlığından kanunen korunmuş belirli bir pay alma hakkına sahip olan mirasçılardır. Bu mirasçılar, kanun tarafından koruma altına alınmış haklarını saklı tutarak, miras bırakanın tasarruf yetkisini sınırlamaktadırlar.
Saklı pay oranları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir:
| Mirasçı | Saklı Pay Oranı |
|---|---|
| Altsoyu (çocuklar, torunlar) | 1/2 |
| Anne ve Baba | 1/4 |
Bu oranlar, miras bırakanın vasiyetname veya başka bir tasarruf ile malvarlığını devretmiş olsa bile, belirli oranda mirasçılara hak tanımasını zorunlu kılar. Örneğin, miras bırakanın çocuklarının saklı pay oranı, terekenin yarısını oluştururken, anne ve baba için bu oran dörtte bir olarak belirlenmiştir.
Türk Medeni Kanunu'na göre, sağ kalan eşin saklı payı, mirasçı olduğu zümreye göre değişkenlik göstermektedir. Miras bırakanın eşinin, hangi zümre ile birlikte mirasçı olduğuna bağlı olarak saklı pay oranları şu şekildedir:
| Durum | Saklı Pay Oranı |
|---|---|
| 1. Zümre ile (Çocuklar ve torunlar) birlikte mirasçı olması halinde | 1/4 |
| 2. Zümre ile (Anne, baba ve onların altsoyu) birlikte mirasçı olması halinde | 1/2 |
| 3. Zümre ile (Büyükbaba, büyükanne ve onların altsoyu) birlikte mirasçı olması halinde | 9/16 |
| Tek başına mirasçı olması halinde | 3/4 |
Sağ kalan eş, miras bırakanın altsoyu (çocuklar veya torunlar) ile birlikte mirasçı olduğunda, terekenin dörtte birine saklı pay olarak sahip olur. Eğer miras bırakanın anne-babası veya onların altsoyu ile mirasçıysa, bu oran yarıya yükselir. Üçüncü zümre ile mirasçı olduğunda, saklı payı terekenin 9/16'sına denk gelirken, tek başına mirasçı olduğunda saklı pay oranı 3/4 olur.
Miras davası açma süreci, davanın türüne göre değişiklik gösterebilir. Ancak genel olarak, ilgili mahkemeye uygun bir dilekçe ile başvurularak dava açılabilir. Miras davası açmadan önce, mirasçıların tespit edilmesi çok önemlidir. Çünkü miras davalarında, diğer mirasçılar genellikle davalı taraf olarak gösterilir. Bu nedenle, davanın sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için davalı tarafların doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Mirasçılar, iki ana başlık altında incelenebilir: Yasal mirasçılar ve atanmış mirasçılar.
Yasal mirasçılar, miras bırakan kişinin iradesinden bağımsız olarak, doğrudan kanun koyucu tarafından belirlenmiş kişilerdir. Türk Medeni Kanunu’nun m. 495 ve devamı maddelerinde yasal mirasçıların kimlerden oluştuğu açıkça belirtilmiştir. Yasal mirasçılar arasında bir zümre sistemi bulunur ve miras, bu sisteme göre paylaşılır.
Eğer birinci zümredeki mirasçılar hayatta değilse, miras ikinci zümreye geçer. İkinci zümrede de mirasçılar yoksa, miras üçüncü zümreye aktarılır. Miras bırakandan hayatta hiçbir mirasçısı kalmamışsa, miras devlete geçer.
Atanmış mirasçılar, miras bırakanın ölüme bağlı tasarruflar (vasiyetname veya miras sözleşmesi) ile belirlediği kişilerdir. Miras bırakan, bu tasarruflarla yasal mirasçılar dışında bir kişiyi mirasçı olarak tayin edebilir veya mirasın belirli bir kısmını bu kişilere bırakabilir.
Eşin Yaşaması Halinde:
| Mirasçı | Miras Payı |
|---|---|
| Altsoyu | 3/4 |
| Eşi | 1/4 |
Sağ kalan eş, terekenin dörtte birini alırken, kalan kısım altsoy arasında paylaştırılır.
Eşin Yaşamaması Halinde:
| Mirasçı | Miras Payı |
|---|---|
| Altsoyu | Mirasın tamamı |
Miras, sağ kalan eş ve 2. zümre olan anne ve baba arasında paylaştırılır.
| Mirasçı | Miras Payı |
|---|---|
| Anne | 1/4 |
| Baba | 1/4 |
| Eş | 1/2 |
Bu durumda, sağ kalan eş, terekenin yarısını alırken, kalan yarı anne ve baba arasında eşit olarak paylaştırılır.
Eşin hayatta olmadığı durumlarda, mirasın tamamı 2. zümredeki anne ve baba arasında eşit olarak paylaştırılır.
| Mirasçı | Miras Payı |
|---|---|
| Anne | 1/2 |
| Baba | 1/2 |
Bu paylaşım, Türk Medeni Kanunu’na göre 2. zümredeki mirasçıların miras paylarını düzenleyen hükümler doğrultusunda gerçekleştirilir. Eşin varlığı, miras paylaşımında önemli bir değişiklik yaratır.
| Mirasçı | Miras Payı |
|---|---|
| Büyükanne | 1/2 |
| Büyükbaba | 1/2 |
Bu paylaşım, Türk Medeni Kanunu’na göre 3. zümredeki mirasçıların miras paylarını düzenleyen hükümler doğrultusunda gerçekleştirilir. Eşin varlığı, miras paylaşımında belirgin bir fark yaratır ve büyükanne ve büyükbabanın paylarını etkiler.
| Mirasçı | Miras Payı |
|---|---|
| Büyükanne | 1/8 |
| Büyükbaba | 1/8 |
| Eş | 3/4 |
Bu durumda, sağ kalan eş mirasın 3/4'ünü alırken, geri kalan kısım büyükanne ve büyükbaba arasında eşit olarak paylaştırılır.
Büyükanne ve büyükbabanın hayatta olmaması durumunda, miras 3. zümredeki diğer mirasçılar arasında paylaşılır. Bu durumda, sağ kalan eş ile birlikte amca, hala, teyze ve dayı mirastan pay alır.
| Mirasçı | Miras Payı |
|---|---|
| Eş | 3/4 |
| Amca | 1/16 |
| Hala | 1/16 |
| Teyze | 1/16 |
| Dayı | 1/16 |
Atanmış mirasçı, miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufu (vasiyetname veya miras sözleşmesi) ile mirasa dahil edilen ve yasal mirasçılar gibi hak sahibi olan mirasçıdır. Miras bırakan, mirasın tamamını veya belirli bir kısmını bir veya birden fazla kişiye atayarak onları mirasçı yapabilir.
Ancak, mirasçı ataması yapılırken dikkat edilmesi gereken önemli bir husus vardır: yasal mirasçıların saklı paylarına müdahale edilmemelidir. Türk Medeni Kanunu’na göre yasal mirasçıların saklı payları korunmuş olup, bu paylara zarar verecek şekilde bir atanmış mirasçı belirlenemez. Saklı paylı mirasçılar olan altsoy, anne-baba ve sağ kalan eşin bu hakları, kanun tarafından güvence altına alınmıştır. Bu nedenle, miras bırakan ölüme bağlı tasarrufunu yaparken saklı paylara saygı göstermeli ve tasarruf oranını buna göre ayarlamalıdır.
Bu düzenlemeler, mirasın adil paylaşımını sağlamak ve miras bırakanın iradesine uygun şekilde hareket edilmesine olanak tanımak amacıyla oluşturulmuştur.
Mirasçı olabilmek için üç temel şart bulunmaktadır:
Sağ Olmak: Miras bırakanın ölüm anında yasal veya atanmış mirasçıların hayatta olmaları gerekir. Eğer mirasçı, miras bırakanın ölümünden önce vefat etmişse, miras hakları geçerli olmaz.
Hak Ehliyetine Sahip Olmak: Mirasçının, hukuki anlamda hak sahibi olabilmesi için hak ehliyetine sahip olması gerekmektedir. Yani, mirasçı, hukuken kendisine tanınan hakları kullanma ve yükümlülükleri yerine getirme yeteneğine sahip olmalıdır. Reşit olmamak ya da akıl hastalığı gibi durumlar, hak ehliyetini etkileyebilir.
Mirastan Yoksun Bırakılmamış Olmak: Yasal veya atanmış mirasçılar, miras bırakan tarafından mirastan yoksun bırakılmamış olmalıdır. Miras bırakan, belirli durumlarda mirasçısını miras hakkından mahrum edebilir; bu durumda yasal mirasçının miras hakkı geçersiz olur.
Bu şartlar, mirasçılık sıfatının kazanılabilmesi için gereklidir. Yasal veya atanmış mirasçı, miras bırakanın ölümünden sonra yukarıdaki şartlara uyduğu takdirde, mirasçılık sıfatını kazanır.
Miras davalarına, davanın niteliğine bağlı olarak Sulh Hukuk Mahkemesi veya Asliye Hukuk Mahkemesi bakmaktadır. Bu tür davalarda yetkili mahkeme, miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesidir.
Miras hukuku çerçevesinde açılabilecek başlıca davalar şunlardır:
Bu davalar, mirasçılar arasında çıkabilecek anlaşmazlıkların çözümü ve mirasın adil paylaşımının sağlanması amacıyla önem taşır.
Miras hukuku avukat ücretlerinin ödenmesi konusunda sıkça sorulan bir soru, ücretin kimin tarafından karşılanacağıdır. Taraflar, miras hukuku kapsamındaki dava veya işlemler için yetkilendirdikleri avukata, önceden kararlaştırılan tutar üzerinden ödeme yapmakla yükümlüdür. Davanın kabulü (kazanılması) veya reddi (kaybedilmesi) durumunda ise karşı vekâlet ücreti devreye girer. Bu ücret, davayı kaybeden taraf tarafından, kazanan tarafın avukatına ödenir. Bu durum, Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinde şu şekilde belirtilmiştir:
"Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücreti avukata aittir."
Miras hukuku avukatı ücretleri, verilen hukuki hizmetin kapsamına göre değişiklik göstermektedir. Türkiye Barolar Birliği (TBB), her yıl güncellenen Avukatlık Asgari Ücret Tarifesini Resmî Gazete’de yayımlar. Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesi uyarınca, asgari ücret tarifesinin altına düşülmesi yasal olarak mümkün değildir.
Avukatlık ücretleri;
Somut olayın özelliklerine göre ücretlendirme değişebileceğinden, detaylı bilgi almak için uzman bir miras hukuku avukatına danışılması önerilir.
Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesi uyarınca, her türlü hukuki iş, işlem ve danışma ücrete tabidir. Kanunda, ücretsiz hizmet sunulabilecek istisnai durumlar belirtilmiş olsa da, bu durumlarda dahi avukatın bağlı bulunduğu baroya bildirimde bulunması zorunludur.
Dolayısıyla, avukatlardan hukuki danışma almak veya dava takibi talep etmek ücretsiz olarak sunulamaz.
Türk hukukunda, tarafların kendilerini avukat ile temsil ettirmesi genel olarak zorunlu değildir. Ancak miras hukuku davalarının karmaşıklığı nedeniyle uzman bir avukatla çalışmak büyük önem taşır. Örneğin;
Yanlış bir işlem ya da zamanaşımı nedeniyle hak kaybı yaşanması ihtimaline karşı, miras hukuku alanında uzman bir avukatın desteği tavsiye edilmektedir.
Miras hukuku, dikkat ve uzmanlık gerektiren bir alan olduğundan, bu alanda yetkin bir avukatla çalışmak önemlidir.
En iyi miras hukuku avukatını bulmak için:
Baltalı Hukuk Bürosu, miras hukuku dahil olmak üzere birçok hukuk alanında profesyonel danışmanlık ve dava takibi hizmeti sunmaktadır. Uzman kadromuzla size en iyi hukuki desteği sağlamaya hazırız.
Baltalı Hukuk Bürosu, miras hukuku başta olmak üzere şu alanlarda hizmet vermektedir:
Büromuz, ulusal ve uluslararası alanda tecrübeli, akademik başarıya sahip profesyonel avukatlardan oluşmaktadır. Hukuki desteğe ihtiyaç duyduğunuzda, Baltalı Hukuk Bürosu ile iletişime geçerek güvenilir bir iş birliği yapabilirsiniz.