Miras Hukuku

Baltalı Hukuk Bürosu

Miras Hukuku

Miras hukuku, bir kişinin ölümü veya gaipliği durumunda, bu kişinin malvarlığının kimlere ve hangi oranlarda paylaştırılacağını belirleyen hukuk dalıdır. Miras paylaşımı, miras sahibinin hayatını kaybetmesi durumunda gündeme gelir. Bu süreçte, yasal mirasçılar arasında hakların nasıl dağıtılacağı kanunlar çerçevesinde düzenlenir.

Önemle belirtmek gerekir ki, miras bırakan kişi hayatta olduğu sürece, yasal mirasçılar hukuki anlamda "varis" sıfatı taşımazlar ve bu nedenle miras haklarından söz edilemez. Miras hukuku kapsamında mal paylaşımı, ancak kişinin ölümü ile birlikte hukuki süreçlere konu olabilir.

Baltalı Hukuk Bürosu, İstanbul’da yer alan dinamik ve alanında uzman avukat kadrosuyla, miras hukuku konularında her türlü hukuki ihtilafın çözümünde profesyonel destek sağlamaktadır. Özellikle mirasçılık belgesi alımı, mirasçılıktan çıkarma, vasiyetname düzenleme, tenkis davası, saklı pay hesaplaması, miras intikali ve miras paylaşım sözleşmesi gibi davalarda uzmanlaşmış olan büromuz, müvekkillerine sürekli bilgi akışı sağlayarak danışmanlık hizmeti vermekte ve onları mahkemelerde etkili bir şekilde temsil etmektedir.

Miras Hukuku Nedir?

Miras hukuku, bir kişinin ölümünden veya gaipliğinden sonra mirasçılarına intikal edecek olan mirası, ilgili mevzuatı ve miras ile ilgili ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkları ele alan bir hukuk dalıdır. Miras denildiğinde yalnızca mal varlığı değil, aynı zamanda murisin borçları da mirasçılara geçer. Bu bağlamda, miras hem aktif (haklar) hem de pasif (borçlar) yönü ile bir bütün olarak intikal eder. Mirasçılar, murisin bıraktığı hakları kabul ettikleri takdirde, borçlarını reddetme imkânları bulunmamaktadır.

Miras Nasıl Paylaşılır?

Miras bırakan kişinin ölümü ile birlikte miras, bir bütün olarak mirasçılara intikal eder. Birden fazla mirasçı olması durumunda, mirasçılar arasında miras ortaklığı oluşur ve bu mal varlığı üzerinde elbirliği mülkiyeti meydana gelir. Bu mülkiyet şekli nedeniyle, mirasçılardan birinin tek başına tasarrufta bulunması mümkün değildir. Bu nedenle, mirasın mirasçılar arasında paylaştırılması gerekmektedir.

Miras paylaşımı, mirasçılar arasında düzenlenecek bir miras paylaşım sözleşmesi ile gerçekleştirilebilir. Bu sözleşmenin geçerliliği için yazılı olması zorunludur ve adi yazılı şekil yeterlidir; ancak, hukuki güvenliği sağlamak adına, noter huzurunda resmi olarak düzenlenmesi tavsiye edilir.

Miras paylaşımı sürecinde dikkat edilmesi gereken birkaç önemli husus bulunmaktadır. Bunlardan ilki, miras taksim sözleşmesine tüm mirasçıların katılım göstermesi gerektiğidir. Davet edilmeyen veya sözleşmeyi kabul etmeyen mirasçılar açısından bu sözleşme geçerli olmayacaktır. Ayrıca, Türk Medeni Kanunu'na göre belirlenmiş mirasçıların saklı paylarının korunması gerekmektedir. Saklı payların zedelenmesi durumunda, mirasçılar tenkis davası açma hakkına sahip olabilir.

Saklı Paylı Mirasçılar ve Saklı Pay Oranları

Saklı paylı mirasçılar, Türk Medeni Kanunu’na göre miras bırakanın malvarlığından kanunen korunmuş belirli bir pay alma hakkına sahip olan mirasçılardır. Bu mirasçılar, kanun tarafından koruma altına alınmış haklarını saklı tutarak, miras bırakanın tasarruf yetkisini sınırlamaktadırlar.

Saklı pay oranları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir:

MirasçıSaklı Pay Oranı
Altsoyu (çocuklar, torunlar)1/2
Anne ve Baba1/4

Bu oranlar, miras bırakanın vasiyetname veya başka bir tasarruf ile malvarlığını devretmiş olsa bile, belirli oranda mirasçılara hak tanımasını zorunlu kılar. Örneğin, miras bırakanın çocuklarının saklı pay oranı, terekenin yarısını oluştururken, anne ve baba için bu oran dörtte bir olarak belirlenmiştir.

Sağ Kalan Eşin Saklı Pay Oranları

Türk Medeni Kanunu'na göre, sağ kalan eşin saklı payı, mirasçı olduğu zümreye göre değişkenlik göstermektedir. Miras bırakanın eşinin, hangi zümre ile birlikte mirasçı olduğuna bağlı olarak saklı pay oranları şu şekildedir:

DurumSaklı Pay Oranı
1. Zümre ile (Çocuklar ve torunlar) birlikte mirasçı olması halinde1/4
2. Zümre ile (Anne, baba ve onların altsoyu) birlikte mirasçı olması halinde1/2
3. Zümre ile (Büyükbaba, büyükanne ve onların altsoyu) birlikte mirasçı olması halinde9/16
Tek başına mirasçı olması halinde3/4

Sağ kalan eş, miras bırakanın altsoyu (çocuklar veya torunlar) ile birlikte mirasçı olduğunda, terekenin dörtte birine saklı pay olarak sahip olur. Eğer miras bırakanın anne-babası veya onların altsoyu ile mirasçıysa, bu oran yarıya yükselir. Üçüncü zümre ile mirasçı olduğunda, saklı payı terekenin 9/16'sına denk gelirken, tek başına mirasçı olduğunda saklı pay oranı 3/4 olur.

Miras Davası Nasıl Açılır?

Miras davası açma süreci, davanın türüne göre değişiklik gösterebilir. Ancak genel olarak, ilgili mahkemeye uygun bir dilekçe ile başvurularak dava açılabilir. Miras davası açmadan önce, mirasçıların tespit edilmesi çok önemlidir. Çünkü miras davalarında, diğer mirasçılar genellikle davalı taraf olarak gösterilir. Bu nedenle, davanın sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için davalı tarafların doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir.

Mirasçı Türleri Nelerdir?

Mirasçılar, iki ana başlık altında incelenebilir: Yasal mirasçılar ve atanmış mirasçılar.

Yasal Mirasçılar

Yasal mirasçılar, miras bırakan kişinin iradesinden bağımsız olarak, doğrudan kanun koyucu tarafından belirlenmiş kişilerdir. Türk Medeni Kanunu’nun m. 495 ve devamı maddelerinde yasal mirasçıların kimlerden oluştuğu açıkça belirtilmiştir. Yasal mirasçılar arasında bir zümre sistemi bulunur ve miras, bu sisteme göre paylaşılır.

  • Birinci Zümre: Miras bırakanın altsoyu (çocuklar ve torunlar).
  • İkinci Zümre: Miras bırakanın anne-babası ve onların altsoyu (kardeşler ve yeğenler).
  • Üçüncü Zümre: Miras bırakanın büyükanne ve büyükbabası ile onların altsoyu (amcalar, halalar, dayılar, teyzeler ve onların çocukları).

Eğer birinci zümredeki mirasçılar hayatta değilse, miras ikinci zümreye geçer. İkinci zümrede de mirasçılar yoksa, miras üçüncü zümreye aktarılır. Miras bırakandan hayatta hiçbir mirasçısı kalmamışsa, miras devlete geçer.

Atanmış Mirasçılar

Atanmış mirasçılar, miras bırakanın ölüme bağlı tasarruflar (vasiyetname veya miras sözleşmesi) ile belirlediği kişilerdir. Miras bırakan, bu tasarruflarla yasal mirasçılar dışında bir kişiyi mirasçı olarak tayin edebilir veya mirasın belirli bir kısmını bu kişilere bırakabilir.

1. Zümre Miras Paylaşımı: Eşin Yaşaması ve Yaşamaması Durumu

  1. Eşin Yaşaması Halinde:

    • Miras, sağ kalan eş ile birlikte 1. zümre olan altsoy (çocuklar, torunlar) arasında paylaşılır.
    MirasçıMiras Payı
    Altsoyu3/4
    Eşi1/4

    Sağ kalan eş, terekenin dörtte birini alırken, kalan kısım altsoy arasında paylaştırılır.

  2. Eşin Yaşamaması Halinde:

    • Eşin hayatta olmadığı durumlarda, mirasın tamamı 1. zümredeki altsoya kalır.
    MirasçıMiras Payı
    AltsoyuMirasın tamamı

2. Zümre Miras Paylaşımı: Eşin Yaşaması ve Yaşamaması Durumu

Eşin Yaşaması Halinde:

  • Miras, sağ kalan eş ve 2. zümre olan anne ve baba arasında paylaştırılır.

    MirasçıMiras Payı
    Anne1/4
    Baba1/4
    1/2

    Bu durumda, sağ kalan eş, terekenin yarısını alırken, kalan yarı anne ve baba arasında eşit olarak paylaştırılır.

Eşin Yaşamaması Halinde:

  • Eşin hayatta olmadığı durumlarda, mirasın tamamı 2. zümredeki anne ve baba arasında eşit olarak paylaştırılır.

    MirasçıMiras Payı
    Anne1/2
    Baba1/2

Bu paylaşım, Türk Medeni Kanunu’na göre 2. zümredeki mirasçıların miras paylarını düzenleyen hükümler doğrultusunda gerçekleştirilir. Eşin varlığı, miras paylaşımında önemli bir değişiklik yaratır.

3. Zümre Miras Paylaşımı: Eşin Yaşaması ve Yaşamaması Durumu

Eşin Yaşaması Halinde:

  • MirasçıMiras Payı
    Büyükanne1/2
    Büyükbaba1/2

Bu paylaşım, Türk Medeni Kanunu’na göre 3. zümredeki mirasçıların miras paylarını düzenleyen hükümler doğrultusunda gerçekleştirilir. Eşin varlığı, miras paylaşımında belirgin bir fark yaratır ve büyükanne ve büyükbabanın paylarını etkiler.

Eşin Yaşamaması Halinde:

  • MirasçıMiras Payı
    Büyükanne1/8
    Büyükbaba1/8
    3/4

    Bu durumda, sağ kalan eş mirasın 3/4'ünü alırken, geri kalan kısım büyükanne ve büyükbaba arasında eşit olarak paylaştırılır.

3. Zümre: Büyükanne ve Büyükbabanın Ölmüş Olması Durumu

Büyükanne ve büyükbabanın hayatta olmaması durumunda, miras 3. zümredeki diğer mirasçılar arasında paylaşılır. Bu durumda, sağ kalan eş ile birlikte amca, hala, teyze ve dayı mirastan pay alır.

Eşin Yaşaması Halinde:

MirasçıMiras Payı
3/4
Amca1/16
Hala1/16
Teyze1/16
Dayı1/16

Atanmış Mirasçılar

Atanmış mirasçı, miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufu (vasiyetname veya miras sözleşmesi) ile mirasa dahil edilen ve yasal mirasçılar gibi hak sahibi olan mirasçıdır. Miras bırakan, mirasın tamamını veya belirli bir kısmını bir veya birden fazla kişiye atayarak onları mirasçı yapabilir.

Ancak, mirasçı ataması yapılırken dikkat edilmesi gereken önemli bir husus vardır: yasal mirasçıların saklı paylarına müdahale edilmemelidir. Türk Medeni Kanunu’na göre yasal mirasçıların saklı payları korunmuş olup, bu paylara zarar verecek şekilde bir atanmış mirasçı belirlenemez. Saklı paylı mirasçılar olan altsoy, anne-baba ve sağ kalan eşin bu hakları, kanun tarafından güvence altına alınmıştır. Bu nedenle, miras bırakan ölüme bağlı tasarrufunu yaparken saklı paylara saygı göstermeli ve tasarruf oranını buna göre ayarlamalıdır.

Bu düzenlemeler, mirasın adil paylaşımını sağlamak ve miras bırakanın iradesine uygun şekilde hareket edilmesine olanak tanımak amacıyla oluşturulmuştur.

Mirasçı Olmanın Şartları

Mirasçı olabilmek için üç temel şart bulunmaktadır:

  1. Sağ Olmak: Miras bırakanın ölüm anında yasal veya atanmış mirasçıların hayatta olmaları gerekir. Eğer mirasçı, miras bırakanın ölümünden önce vefat etmişse, miras hakları geçerli olmaz.

  2. Hak Ehliyetine Sahip Olmak: Mirasçının, hukuki anlamda hak sahibi olabilmesi için hak ehliyetine sahip olması gerekmektedir. Yani, mirasçı, hukuken kendisine tanınan hakları kullanma ve yükümlülükleri yerine getirme yeteneğine sahip olmalıdır. Reşit olmamak ya da akıl hastalığı gibi durumlar, hak ehliyetini etkileyebilir.

  3. Mirastan Yoksun Bırakılmamış Olmak: Yasal veya atanmış mirasçılar, miras bırakan tarafından mirastan yoksun bırakılmamış olmalıdır. Miras bırakan, belirli durumlarda mirasçısını miras hakkından mahrum edebilir; bu durumda yasal mirasçının miras hakkı geçersiz olur.

Bu şartlar, mirasçılık sıfatının kazanılabilmesi için gereklidir. Yasal veya atanmış mirasçı, miras bırakanın ölümünden sonra yukarıdaki şartlara uyduğu takdirde, mirasçılık sıfatını kazanır.

Miras Davalarına Kim Bakar?

Miras davalarına, davanın niteliğine bağlı olarak Sulh Hukuk Mahkemesi veya Asliye Hukuk Mahkemesi bakmaktadır. Bu tür davalarda yetkili mahkeme, miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesidir.

Miras Hukukuna İlişkin Başlıca Davalar

Miras hukuku çerçevesinde açılabilecek başlıca davalar şunlardır:

  1. Terekenin Tespiti Davası: Miras bırakanın mal varlığının belirlenmesi için açılan davadır.
  2. Vasiyetnameye İtiraz: Vasiyetnamenin geçerliliğine yönelik itirazların değerlendirildiği davadır.
  3. Vasiyetnamenin Tenfizi Davası: Geçerli bir vasiyetnamenin yürürlüğe girmesi için açılan davadır.
  4. İzale-i Şüyu Davası: Ortak mülkiyetin sona erdirilmesi amacıyla açılan davadır.
  5. Miras Sebebiyle İstihkak Davası: Mirasın paylaşımı sırasında hak iddia edilen malların geri alınması için açılan davadır.
  6. Mirastan Feragat: Miras hakkından vazgeçme işlemlerini düzenleyen davadır.
  7. Miras Paylaşım Sözleşmesi: Mirasçıların aralarında yaptığı paylaşım sözleşmesinin geçerliliğine ilişkin davadır.
  8. Veraset İlamı: Mirasçılığın tespiti için resmi belge alınması amacıyla açılan davadır.
  9. Tenkis Davası: Saklı payların ihlal edilmesi durumunda açılan davadır.
  10. Muris Muvazaası: Miras bırakanın mal varlığını gizlemek amacıyla yaptığı işlemlere itiraz için açılan davadır.
  11. Mirasçılıktan Çıkarma: Mirasçının mirastan çıkarılması işlemi için açılan davadır.
  12. Mirasçılık Belgesi: Mirasçıların miras hakkını resmi olarak belgelemek için başvuruda bulunması durumunda açılan davadır.
  13. Tapu İptal Davası: Mirasçılara ait mülklerin tapu kayıtlarının iptali için açılan davadır.
  14. Miras Sözleşmesinin İptali Davası: Miras sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti için açılan davadır.
  15. Mirasın Reddi (Redd-i Miras): Mirasın kabul edilmemesi için başvurulan işlemlerin değerlendirilmesi amacıyla açılan davadır.

Bu davalar, mirasçılar arasında çıkabilecek anlaşmazlıkların çözümü ve mirasın adil paylaşımının sağlanması amacıyla önem taşır.

Sıkça Sorulan Sorular: Miras Hukuku ve Avukatlık Ücretleri

Miras Hukuku Avukatının Ücretini Kim Öder?

Miras hukuku avukat ücretlerinin ödenmesi konusunda sıkça sorulan bir soru, ücretin kimin tarafından karşılanacağıdır. Taraflar, miras hukuku kapsamındaki dava veya işlemler için yetkilendirdikleri avukata, önceden kararlaştırılan tutar üzerinden ödeme yapmakla yükümlüdür. Davanın kabulü (kazanılması) veya reddi (kaybedilmesi) durumunda ise karşı vekâlet ücreti devreye girer. Bu ücret, davayı kaybeden taraf tarafından, kazanan tarafın avukatına ödenir. Bu durum, Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinde şu şekilde belirtilmiştir:

"Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücreti avukata aittir."


Miras Hukuku Avukatı Ücreti Ne Kadardır?

Miras hukuku avukatı ücretleri, verilen hukuki hizmetin kapsamına göre değişiklik göstermektedir. Türkiye Barolar Birliği (TBB), her yıl güncellenen Avukatlık Asgari Ücret Tarifesini Resmî Gazete’de yayımlar. Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesi uyarınca, asgari ücret tarifesinin altına düşülmesi yasal olarak mümkün değildir.

Avukatlık ücretleri;

  • Hukuki uyuşmazlığın türü,
  • Dava açılıp açılmayacağı,
  • Dava sürecinin tahmini uzunluğu,
  • Verilecek hukuki hizmetin niteliği gibi unsurlara bağlı olarak belirlenir.

Somut olayın özelliklerine göre ücretlendirme değişebileceğinden, detaylı bilgi almak için uzman bir miras hukuku avukatına danışılması önerilir.


Miras Hukuku Avukatı Ücretsiz Danışma Hizmeti Sunar mı?

Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesi uyarınca, her türlü hukuki iş, işlem ve danışma ücrete tabidir. Kanunda, ücretsiz hizmet sunulabilecek istisnai durumlar belirtilmiş olsa da, bu durumlarda dahi avukatın bağlı bulunduğu baroya bildirimde bulunması zorunludur.
Dolayısıyla, avukatlardan hukuki danışma almak veya dava takibi talep etmek ücretsiz olarak sunulamaz.


Miras Hukuku Davalarında Avukat Zorunlu mu?

Türk hukukunda, tarafların kendilerini avukat ile temsil ettirmesi genel olarak zorunlu değildir. Ancak miras hukuku davalarının karmaşıklığı nedeniyle uzman bir avukatla çalışmak büyük önem taşır. Örneğin;

  • Mirasçılığın tespiti,
  • Saklı pay oranlarının hesaplanması,
  • Vasiyetname düzenlenmesi,
  • Tenkis davaları gibi konular, hukuki bilgi ve deneyim gerektirir.

Yanlış bir işlem ya da zamanaşımı nedeniyle hak kaybı yaşanması ihtimaline karşı, miras hukuku alanında uzman bir avukatın desteği tavsiye edilmektedir.


En İyi Miras Hukuku Avukatı Nasıl Bulunur?

Miras hukuku, dikkat ve uzmanlık gerektiren bir alan olduğundan, bu alanda yetkin bir avukatla çalışmak önemlidir.
En iyi miras hukuku avukatını bulmak için:

  1. Avukatın tecrübelerini ve başarılarını inceleyin.
  2. Referanslarına göz atın.
  3. Alanında uzmanlaşmış bir hukuk bürosu ile iletişim kurun.

Baltalı Hukuk Bürosu, miras hukuku dahil olmak üzere birçok hukuk alanında profesyonel danışmanlık ve dava takibi hizmeti sunmaktadır. Uzman kadromuzla size en iyi hukuki desteği sağlamaya hazırız.


Neden Baltalı Hukuk Bürosu?

Baltalı Hukuk Bürosu, miras hukuku başta olmak üzere şu alanlarda hizmet vermektedir:

  • İş Hukuku,
  • Aile Hukuku,
  • Gayrimenkul Hukuku,
  • İdare Hukuku,
  • Ticaret Hukuku,
  • Bilişim Hukuku,
  • Spor ve Rekabet Hukuku.

Büromuz, ulusal ve uluslararası alanda tecrübeli, akademik başarıya sahip profesyonel avukatlardan oluşmaktadır. Hukuki desteğe ihtiyaç duyduğunuzda, Baltalı Hukuk Bürosu ile iletişime geçerek güvenilir bir iş birliği yapabilirsiniz.