Tazminat hukuku, hukuk düzeni dışındaki bir olay sonucunda bir kişinin uğradığı zararın telafisiyle ilgilenen bir hukuk dalıdır. Hukuki anlamda, bir kişinin bir olay sebebiyle zarar görmesi ve bu zararın giderilmesi gerektiği durumlar tazminat hukukunun konusunu oluşturur. Bu bağlamda, kişinin zarara uğradığı olaydan önceki haline geri döndürülebilmesi amacıyla yapılan ödemelere tazminat denir. Tazminat hukukunu, bu kurallar bütününün oluşturduğu hukuki alan olarak tanımlayabiliriz.
Tazminat hukuku, kişiler arasında adil ve özgür yaşamı sağlamayı hedefleyen bir hukuk disiplinidir. Hukuk düzeni, kişiler arasında kurduğu bu düzenin ihlal edilmesi durumunda çeşitli yöntemlerle düzeni korumaya çalışır. Bu yöntemlerden biri de tazminat ödemeleridir. Tazminat hukuku, zarar gören kişinin mağduriyetini gidermeye yönelik maddi ve manevi tazminat ödemelerini düzenleyerek, toplumsal adaleti sağlamaya çalışır.
Tazminat hukuku kapsamında farklı zarar türleri için çeşitli tazminat türleri bulunmaktadır. Bunlar arasında maddi tazminat (kişinin uğradığı mali kayıpların giderilmesi) ve manevi tazminat (kişinin yaşadığı duygusal ya da psikolojik zararın telafisi) yer alır. Ayrıca, bazı durumlarda iş kazaları, trafik kazaları, boşanma davaları ve haksız fiillerden doğan tazminat talepleri de tazminat hukuku kapsamında değerlendirilir.
Baltalı Hukuk Bürosu, müvekkillerinin yaşadığı zararların tazmini konusunda uzman kadrosu ile hizmet sunmaktadır. Zararın tespiti, dava süreçleri ve mahkeme kararı sonrası tazminatın tahsili aşamalarında, profesyonel ve titiz bir yaklaşımla müvekkillerine destek olmaktadır.
Baltalı Hukuk Bürosu, uzman kadrosuyla tazminat hukuku kapsamında her türlü uyuşmazlığa çözüm sunan bir hukuk bürosudur. Büro, maddi ve manevi tazminat davaları, tazminat hesaplama süreçleri, destekten yoksun kalma tazminatları gibi konularda yetkin avukat kadrosuyla müvekkillerine profesyonel hizmet vermektedir. Ayrıca Baltalı Hukuk Bürosu, müvekkillerine sürekli bilgi akışı sağlamakta ve danışmanlık hizmeti sunmaktadır. Mahkeme nezdinde müvekkillerini, hem davalı olarak hem de mahkemeye karşı etkili şekilde temsil eden başarılı ve güvenilir bir ekibe sahiptir.
Tazminat hukuku, kişinin haklarında meydana gelen olumlu veya olumsuz zararın tazmin edilmesini sağlayan ve bu tazminatı belirli bir para bedeline bağlayan bir hukuk dalıdır. Bu dalda amaç, hem maddi hem de manevi zararların giderilmesidir. Tazminata konu olan zarar maddi olabileceği gibi manevi de olabilir. Örneğin, haksız bir fiil sonucu bir kişinin malına verilen zarar maddi tazminatı gerektirirken, kişinin onurunu veya saygınlığını zedeleyecek bir hakaret ya da yakın bir akrabasının kaybı gibi durumlar manevi tazminat talebini doğurur.
Tazminat hukukuna ilişkin özel bir düzenleme bulunmamakla birlikte, temel mevzuat olarak şu kanunlar öne çıkmaktadır:
Ancak, tazminat davasına konu olan olayın niteliğine ve ilgili mevzuata göre başka kanunlar da uygulanabilir. Örneğin, iş hukuku kaynaklı tazminat davalarında 4857 Sayılı İş Kanunu hükümleri dikkate alınırken, ticaret hukukundan doğan tazminat davalarında 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu devreye girecektir.
Tazminata hak kazanılmasında temel unsur kusurdur. Bir kişinin eylemi sonucunda bir zarar meydana gelmişse, bu durumda doğrudan tazminata hükmedilmez. Öncelikle, olayın niteliği, eylemin amacı ve zarar veren kişinin düşüncesi dikkate alınarak kusurun varlığı ve derecesi belirlenir. Kusurun dereceleri genel olarak kast, ağır ihmal ve hafif ihmal olarak sınıflandırılır. Kusurun belirlenmesindeki amaç, tazminatın kusura dayanmasıdır. Yani, kişinin kusur oranına paralel olarak tazminat sorumluluğu doğar ve kusurun ağırlığına göre tazminat miktarı belirlenir. Bu nedenle, tazminat davalarında kusurun ağırlığından fazlasına hükmedilmesi söz konusu olamaz.
Türk hukukunda kural olarak ihkak-ı hak (hakkını kendi eliyle alma) yasaklanmıştır. Bu nedenle, tazminata konu olan bir olay meydana geldiğinde, zarar gören kişi veya yakınları adli veya idari yargı yollarına başvurmalıdır. Tazminat davası açıldığında, mahkeme sürecinde hâkim olayın özelliklerini ve delilleri değerlendirerek bir tazminat miktarına karar verir. Mahkeme kararı ile hükmedilen tazminat bedeli, icra aşamasında zarar görene ödenir.
Türk hukukunda tazminat genel olarak iki ana çeşide ayrılır:
Maddi tazminat, hukuka aykırı bir eylem veya işlem sonucu bir kişinin malvarlığında (mamelek) meydana gelen eksilmelerden kaynaklanan tazminat talebidir. Bu durumda, zararlı eylemin sonucunda meydana gelen malvarlığı azalması esas alınır. Ancak, malvarlığında doğrudan bir azalma olmasa bile, olayın niteliği gereği gerçekleşmesi veya kazanılması muhtemel değerler de maddi tazminata konu olabilir.
Örneğin, bir kişinin silahla yaralanıp hastanede tedavi görmesi sonucunda yalnızca hastane masrafları değil, aynı zamanda çalışamayacak durumda olduğu için elde edemediği gelir de maddi tazminat kapsamına girer.
Maddi tazminata hükmedilebilmesi için aşağıdaki üç unsurun varlığı gereklidir:
Ayrıca, hukuka aykırı fiil ile zarar arasında uygun bir illiyet (nedensellik) bağı bulunması şarttır. Eğer bu illiyet bağı kurulamazsa, kişi tazminattan sorumlu olmaz. Maddi tazminat davaları, olayın ve işin niteliğine göre kısmi veya belirsiz dava olarak açılabilir.
Manevi tazminat, hukuka aykırı bir eylem veya işlem sonucunda kişinin yaşadığı elem, ıstırap ve acıdan doğan zarar için açılan tazminat davasıdır. Burada, maddi tazminattan farklı olarak, hukuka aykırı fiilin kişinin iç dünyasına verdiği zarar söz konusudur ve bu zarar uygun bir tazminat ile telafi edilmeye çalışılır.
Manevi tazminat talebinde de, hukuka aykırı bir fiilin varlığı ve bu fiilin kusurlu olması gereklidir. Örneğin, kolluk kuvvetlerinin yasal çerçevede gerçekleştirdiği bir müdahale sonucu kişinin yaralanması veya ölmesi durumunda manevi tazminat talep edilemez.
Önemli bir nokta, manevi tazminat davalarının maddi tazminat davalarında olduğu gibi kısmi veya belirsiz dava olarak açılamamasıdır.
Tazminat davaları, genel olarak aşağıdaki mahkemelerde görülmektedir:
Asliye Hukuk Mahkemesi:
İş Mahkemesi:
Tüketici Mahkemesi:
Asliye Ticaret Mahkemesi:
Bu şekilde, tazminat davalarının hangi mahkemede görüleceği, davanın niteliğine ve kaynağına göre değişkenlik göstermektedir. Mahkeme seçimi, davanın özel düzenlemeleri ve kapsamı dikkate alınarak yapılmalıdır.